Somut Olmayan Kültürel Miras

Somut Olmayan Kültürel Miras

UNESCO, 17 Ekim 2003 tarihli 32. Genel Konferansı’nda Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesini kabul etmiştir. Sözleşme’nin ikinci maddesi Somut Olmayan Kültürel Miras’ı şu şekilde tanımlamaktadır:
Somut Olmayan Kültürel Miras,
''Toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekanlar anlamına gelir. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu somut olmayan miras, toplulukların ve grupların çevreleriyle, doğayla ve tarihleriyle etkileşimlerine bağlı olarak, sürekli biçimde yeniden yaratılır ve bu onlara kimlik ve devamlılık duygusu verir; böylece kültürel çeşitliliğe ve insan yaratıcılığına duyulan saygıya katkıda bulunur. İşbu Sözleşme bağlamında, sadece, uluslararası insan hakları belgeleri esaslarına uyan ve toplulukların, grupların ve bireylerin karşılıklı saygı gereklerine ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun olan somut olmayan kültürel miraslar göz önüne tutulacaktır''.
Sözleşmenin aynı maddesinin 2. fıkrası Somut Olmayan Kültürel Mirasın belirdiği alanları şu şekilde tanımlamaktadır:

  • Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar;
  • Gösteri sanatları;
  • Toplumsal uygulamalar,  ritüeller ve şölenler;
  • Doğa ve evrenle ilgili uygulamalar;
  • El sanatları geleneği.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu sayfasına ulaşmak için lütfen tıklayınız

Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi (Türkiye’nin 17. Madde kapsamı dolayısıyla)
Kuşdili  (2017)
Parmak, dil, diş, dudak ve yanaklar yardımıyla oluşturulan sese ıslık, bu sesle iletişim kurmaya ıslık dili denir. Islık dili, özellikle Giresun olmak üzere Karadeniz'in birçok yöresinde yaygınlık gösterir. Konuşma dilinin kelimeleri, ıslık tekniği kullanılarak telaffuz edilir. lslık dilinin ne zaman kullanılmaya başlandığı yönünde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bu dilin ortaya çıkışı, kullanılması ve geliştirilmesinde coğrafi koşuların etken olduğu bilinmektedir. Karadeniz bölgesinin dağlık, engebeli arazilerinde konut yerle~imlerinin birbirinden uzak olması, bölge insanın günlük hayattaki iletişim ihtiyacını, ıslığın çıkarmış olduğu yüksek ses hacminden yararlanarak gidermesine neden olmuştur.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/USL/whistled-language-00658

Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde Türkiye
19-Geleneksel Zekâ ve Strateji Oyunu: Mangala/Göçürme (2020) (Kazakistan ve Kırgızistan ile Ortak Dosya)
Osmanlı dönemi dâhil kadim Türk medeniyet ve kültüründe, sosyalleşme ve kültürel paylaşım araçlarından biri olan ‘Mangala/Göçürme”; geleneksel Türk zekâ ve strateji oyunudur.
Mangala oyunu Türkiye’nin pek çok yerinde farklı adlarla bilinmektedir. Bu adlara örnek olarak şunlar verilebilir: Köçürme (Divan-ü Lügati’t Türk), “Mankala”, “Kümelek”, “Dokuz Kuyu” gibi...
Mangala/Göçürme”; genellikle iki kişi tarafından oynanan bunun yanı sıra iki grubun birlikte oynamasına da imkân sağlayan bir oyundur. Toprağa kazılacak çukurlarda oynanabileceği gibi oyuna özel tasarlanmış tahtalarda da oynanabilir. Her yaştan oyuncunun oynayabileceği bu oyunun amacı, oyuncuların en çok taşı toplamasıdır.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/traditional-intelligence-and-strategy-game-togyzqumalaq-toguz-korgool-mangala-gocurme-01597

18-Minyatür Sanatı  (2020) (Azerbaycan, İran ve Özbekistan ile Ortak Dosya)
Minyatür; öykü, olay ya da bilgilerin resim diliyle tasvir edilmesi sanatıdır. Osmanlı döneminde “nakış” veya “tasvir” olarak anılan bu sanatı icra edenlere nakkaş, müsavvir, minyatür sanatçısı, tasvir sanatçısı veya şebihnüvis denilmektedir. Minyatürde işlenen konular arasında manzaralar, sarayda yapılan tahta çıkma, sünnet, düğün gibi törenler ile av sahneleri yer alır. Minyatürler, döneminin günlük yaşamı, kıyafetleri ve ritüellerine ilişkin bilgi verir ve bu açıdan tarihi belge niteliği taşırlar.
“Minyatür Sanatı” 2020 yılında Azerbaycan, İran, Türkiye ve Özbekistan adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedilmiştir.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/art-of-miniature-01598

17-Geleneksel Türk Okçuluğu  (2019)
Geleneksel Türk Okçuluğu; Türkiye’de gerçekleştirilen geleneksel okçuluk sporu etrafında şekillenen, yüzyıllar içinde belirlenmiş ilkeleri, kuralları, ritüelleri ve toplumsal uygulamaları, geleneksel zanaatkârlıkla üretilen ekipmanları, okçuluk disiplinleri ve atış tekniklerini barındıran bir somut olmayan kültürel miras unsurudur. Geleneksel Türk okçuluğunun yaya ve atlı olarak gerçekleştirilen farklı disiplinleri vardır. Yaya okçuluğunun menzil atışları, darp atışları, puta atışları ve gösteri atışları gibi türleri bulunmaktadır. Atlı ok atışlarının da Kıgaç, Kabak, Tabla atışları gibi türleri bulunmaktadır.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/traditional-turkish-archery-01367

16-Dede Korkut "Destan, Masal ve Müzik''  (2018)

Dede Qorqud / Korkyt Ata / Dede Korkut'un destansı kültürü, halk masalları ve müziği, on iki kahramanca efsane, öykü ve masal ve on beş geleneksel müzikal bestelerden nesnel anlatımlar, sahne sanatları, kültürel kodlar ve müzikal besteler aracılığıyla nesiller boyunca paylaşılıp aktarılmıştır.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/heritage-of-dede-qorqud-korkyt-ata-dede-korkut-epic-culture-folk-tales-and-music-01399

15-Hıdırellez  (2016)
Hıdırellez, baharın gelişini kutlamak üzere Miladi takvimle 6 Mayıs'ta uygulanan mevsimlik bayramlardandır. Anadolu'da kış mevsiminden sonra doğanın canlanması ile bolluk ve bereket beklentisini simgeleyen gün 6 Mayıs'tır ve bugüne Hıdırellez denir. Temelinde Hızır kültü bulunur. Aynı zamanda Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğuna inanılan gündür. 
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/spring-celebration-hdrellez-01284#identification

14-İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü (2016)Somut olmayan Kültürel Miras Listesindeki Temsili Unsurlarımız

Lavaş, Katırma, Jupka ve Yufka, oklava ya da elle açılan yuvarlak veya oval biçimli ince ekmek türlerinden olup Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’de yaşayan halklarca sadece yemek amaçlı bir tüketim maddesi değil, aynı zamanda bu coğrafyada geçmişten günümüze aktarılan ortak bir yapma ve paylaşma kültürünü simgeler.
İsimleri sıralanan ince ekmeklerin her biri buğday veya çavdar unundan mayalı veya mayasız olarak yapılır. Türkiye’de, lavaş mayalı, yufka ise mayasız buğday unundan elde edilir. Lavaş, "tandır" denilen geleneksel yöntemlerle yapılan toprak veya taş fırınlarda pişirilirken yufka ise daha uzun süre dayanması amacıyla mayasız hamurdan yapılarak ateş üstüne konan "sac" üzerinde pişirilir.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/flatbread-making-and-sharing-culture-lavash-katyrma-jupka-yufka-01181

13-Geleneksel Çini Sanatı Ustalığı (2016)

Hamur haline getirilmiş killi toprağın pişirilmesiyle yapılan, çeşitli renk ve motiflerle süslenmiş sırlı seramik ev eşyaları veya duvar panolarına “çini” denir. Çinicilik ise,  “minai”, “lüster”, “perdah”,  “sıraltı” gibi kendine özgü yapım ve süsleme teknikleriyle 12. yüzyıldan beri yaşayan geleneksel Türk çini sanatının etrafında şekillenen zanaatkârlığı ifade etmektedir.
“Geleneksel Çini Ustalığı”, 28 Kasım-02 Aralık 2016 tarihleri arasında Etiyopya/Addis Ababa’da düzenlenen Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetlerarası Komite 11. Olağan Toplantısı’nda ülkemiz adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedilmiştir.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
https://ich.unesco.org/en/RL/traditional-craftsmanship-of-cini-making-01058

12- Ebru Sanatı ve Geleneği (2014)

Ebru sanatı, geleneksel Türk Sanatı'nın en güzel örneklerinden biridir. Özel olarak oluşturulmuş renkli desenlerin, yağmurlama ve renk pigmenti fırçaları ile yağlı su üzerinde oluşturulup daha sonra kağıda transfer edilmesiyle yapılan bir süsleme sanatıdır. Ebru süsleme sanat'ında; çicek, yaprak, süs, kafes, cami ve ay  tasarımı ve efektleri dekorasyon ve ciltlemelerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=006

11- Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği (2013)

Türk Kahvesi, özel hazırlama ve demleme şekli ile  toplumsal kültür zenginliğimizin en güzel örneklerinden biridir.  Çekilmiş kahve, soğuk su, isteğe göre şeker cezve içine eklenerek , soba veya ocak üzerinde istenilen köpük kıvamına gelene kadar yavaş yavaş demlenmesi metodu ile hazırlanan bir içecek türüdür.(Bölgelere göre ve ağız tadına göre hazırlanma şekli farklılık gösterebilir.) Küçük kahve fincanlarında sıcak olarak servis edilir. Türk Kahve geleneğinin toplumun her kesimine hitap etmesi, arkadaşlığı, dostluğu ve misafirperverliği artırıcı bir sembol olarak görülür.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00645

10- Mesir Macunu Festivali  (2012)

Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in eşi, Muhteşem Süleyman diye tarihe geçen Kanuni Sultan Süleyman'ın Annesi Hafsa Sultan Manisa'dayken hastalanır. Hastalığına çare bulunamayan Sultan'ın kendisinin yaptırdığı Sultan Camii Medresesi'nin başına getirilen Merkez Efendi bitki ve baharatların karışımından oluşan bir macun hazırlar.
41 çeşit baharat karıştırılarak hazırlanan macunu yiyerek sağlığına kavuşan Hafsa Sultan hastalara bu ilacın verilmesini ister. Halktan gelen isteğin artması üzerine kağıtlara sardırılan macunun Sultan Camii'nin kubbe ve minarelerinden saçılmasını buyurur. Manisa Mesir Şenlikleri bu şekilde doğmuştur. 
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00642

9- Keşkek Geleneği (2011)

Keşkek  yemeği düğün, sünnet ve dini bayramlarda hazırlanan geleneksel Türk tören yemeğidir.  Kadınlar ve erkekler misafirlerine buğday ve etle yapılan yemeği büyük kazanlarda hazırlarlar.
Keşkek geleneği hakkında Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00388

8- Kırkpınar Yağlı Güreşleri (2010)

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali her yıl Edirne ilinde farklı yaş gruplarından, kültürden ve bölgelerden gelen binlerce insan Baş Pehlivan(güreşci) ve Altın Kemere sahip olmak için mücadele verir
Kırkpınar Yağlı Güreşleri hakkında Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00386

7- Semah ( 2010)

Alevi-Bektaşi geleneğinin bir parçası olan Semah ritmik uyum içinde mistik ve estetik vücut hareketleri olarak tanımlanabilir.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00384

6- Geleneksel Sohbet Toplantıları ( 2010)

Türk erkeklerinin özellikle kışın köylerde bir araya toplanarak  yerel, kültürel konularda tartışmak, geleneklerini korumak ve yaşatmak için karşılıklı saygı çevresinde kapalı düzen şeklinde toplantı olarak adlandırılır.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00385

5- Novruz veya Nevruz (2009)

Türkiye, Azerbaycan, Hindistan, Kırgızistan, Pakistan, İran ve Özbekistan'a kadar geniş bir coğrafyada baharın gelişini kutlanmasıdır Her yıl 21 Mart'a kutlanır.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00282

4- Aşıklık ( 2009)

Türkiye'de Aşıklık (saz şairleri), geleneksel kıyafetler giymiş, okuduğu şiirleri, hikayeleri uyaklı hece ile anlatan hazır cevap olarak bilinen şair-şarkıcı olarak belirtilmiştir.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00179

3- Karagöz (2009)

Karagöz; deve veya öküz derisinden yapılmış çubuklar üzerindeki tasvirleri, kişileri  pamuk bir ekrana gölgeleri düşecek şekilde gösteren Türkiye gölge tiyatrosu'nun bir şeklidir.Karagöz ile ilgili video'ya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00180

2- Meddahlık (2008)

Türkiye ve Türkçe konuşulan ülkelerde meddah denilen tek kişi tarafından gerçekleştirilen bir Türk Tiyatrosu formudur.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00037

1- Mevlevi Sema Törenleri (2008)

Osmanlı İmparatorluğunda 1273 yılına kadar dayanan Mevlevi törenleri günümüzde Konya ve İstanbul'da gösterilerini devam etmektedir.
Unesco tarafından hazırlanmış internet sayfasına aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
http://www.unesco.org/culture/ich/index.php?lg=en&pg=00011&RL=00100